Baba Tan, Atatürk Mahallesi’nde, TOKİ konutlarındaki meskenlerinin önünde oğlu, gelini ve birinci defa göreceği 4 yaşındaki torunu Bulut’un gelişini büyük bir heyecanla ve merakla bekledi. Çocuklarının içinde bulunduğu aracın görünmesiyle büyük bir heyecan yaşayan Tan; oğlu, kızı, eşi Meliha ve gelini ile birlikte davul zurnayla çalınan müzikler eşliğinde halay çekip oynadı.
Kovid-19 salgınının tesirini kaybetmesiyle 5 yıl ortadan sonra memleketine gelen Deniz Tan, gazetecilere, Çin’deyken oğluna daima Türk kültürünü ve Türkçeyi öğretmeye çalıştığını söyledi. Türküleri pek bilmediğini lakin mehter marşını âlâ bildiğini belirten Tan, “Oğluma daima ağladığı vakit mehter marşını söylüyordum, artık oğlum da onu söylüyor kendi kendine. Türk kültürü olarak mehter marşını biliyor. Babam da onun için bu türlü bir şey hazırladı herhalde. Bana da sürpriz oldu.” dedi.
Mehterli karşılamayı görünce şaşırdığını söz eden Tan, şunları kaydetti:
“Normalde babam biraz mütevazı bir adamdır ancak bu çok hoşuma gitti. Bayağı şaşırdım. Hoş oldu ve eşim de şaşırdı. Oğlumuz olduktan sonra daima görüntülü konuşuyorduk telefonla. Tabi görüntü ile konuşmak farklı, kucaklamak farklı bir şey. Ondan ötürü bence babam da çok memnun olduğu için, çok heyecanlı olduğu için bu türlü bir şey hazırladı. O denli düşünüyorum. Ben de bundan ötürü memnun hissediyorum. Değişik bir his oldu benim için.”
Çinli gelin Wen Xiu Tan da karşılamanın kendisi için çok hoş bir sürpriz olduğunu belirterek, “Benim için ikinci bir düğün üzere oldu. 5 yıl sonra Türk kültürünü tekrar yaşadığım için çok memnunum.” halinde konuştu. Baba Abdullah Tan ise Aralık 2019’da dünyaya gelen torununu görmek için Çin’e gitmek üzere uçak biletini aldığını lisana getirerek, şunları kaydetti:
“2020 ocak ayında bu pandemi başlayınca, pandemi koşullarından ötürü gidemedik. Yaklaşık 4 yıllık bir hasret var. Bu hasret sözlerle anlatılmaz.” Çocuklarının gelmek için koşulları zorladıklarını ve Çin’deki Kovid-19 kurallarının devam ettiğini aktaran Tan, memnunluğunu anlatmaya hiçbir şeyin yetmediğini söyledi.
Bu memnunluğunu mehter marşı çaldırarak yaşamak istediğini söz eden Tan, “Temenni ederim bu mutluluğumuz bir daha bozulmaz. Sık sık görüşürüz. İstediğim vakit ben gideyim, onlar istediği vakit rahatça gelsinler. Çok sıkıntı koşullar altında ve hasretle geçirdiğimiz 4 yıl çok berbattı. Torunumu birinci kez kucağıma aldığımda o his diğerdi. Onun tanımı yok.” biçiminde kelamlarını tamamladı.