Çelik, NTV canlı yayınında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
28 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci cinsinde seçmenin kararının ne olacağı tarafındaki soru üzerine Çelik, birinci tıpta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı geride gösteren anket şirketlerinin, artık ileride göstermeye başladığını tabir etti.
Aslında seçmenin kararının çok evvelden şekillendiğini anlatan Çelik, şöyle konuştu:
“Aday tanıtımı olduktan sonra Ankara’da hepimiz vilayetlerimize dağıldık. Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki faaliyetlerimize katıldık. Vatandaşımızın, Cumhurbaşkanı’mıza, AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na teveccühünü net bir biçimde görüyorum lakin kampanya içerisinde karşı taraftaki savrulma, idare beceriksizliği, Cumhurbaşkanı’mızın siyasi çizgisinin daha tahkim edilerek devam edilmesi, Cumhurbaşkanı’mızın idare kapasitesinin karşıdakilerin idare beceriksizliğiyle daha net mukayese edilmesinin bu kararı konsolide ettiğini düşünüyorum. Artık de Türkiye, birinci kez bu türlü bir tecrübe yaşıyor. İkinci çeşit, ülkenin demokrasisi açısından yeni bir kademe olacak. Ben Cumhurbaşkanı’mıza olan ilginin birebir biçimde daha da pekişerek, artarak devam ettiğini görüyorum. O sebeple inşallah Cumhurbaşkanı’mızın fark atacağı bir sonuç bekliyorum.”
14 Mayıs seçimlerinde 8 milyondan fazla seçmenin sandığa gitmediği, 1 milyonu aşan seçmenin de geçersiz oy kullanıldığı hatırlatılarak, ikinci çeşitte sandığa gitme oranıyla ilgili soru üzerine Çelik, bunun değerlendirilmesinin sıkıntı olduğunu belirtti.
“CHP’Lİ SEÇMEN ÇALIŞTI, DİĞER PARTİLER MİLLETVEKİLİ ÇIKARDILAR”
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, partilerine, Cumhur İttifakı’na dayanak verenlere ve sandığa giderek demokrasiye katkı sağlayan herkese teşekkür ederek, “Türkiye, çok yüksek bir iştirak oranıyla bu seçimi yapıyor lakin alışılmış şöyle bir şey de var, bir tablo ortaya çıktı. CHP’li seçmen sandığa gitti lakin yüzde 1 bile oyu olmayan 3 tane partiye, 40 tane milletvekili armağan etti CHP. Yani bir halde CHP’li seçmen çalıştı, öbür partiler milletvekili çıkardılar. Kemal Kılıçdaroğlu açısından bu, büyük bir siyasi çelişki. Tahminen de CHP tarihinde, CHP’li seçmenin emeğinin bu derece heba edildiği diğer bir örnek de yoktur.” değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, 14 Mayıs’tan sonra her yere ulusal siyasetle ya da milliyetçilik temalarıyla ilgili pankartlar asılmasını eleştirerek, bunun da büyük bir reaksiyon yarattığını gördüğünü lisana getirdi.
“KILIÇDAROĞLU, YA ZAFER PARTİSİNE YA HDP’YE PALAVRA SÖYLÜYOR”
Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’ın takviyesinin seçime nasıl bir tesir yaratacağı tarafındaki soru üzerine Çelik, “Sayın Kılıçdaroğlu, ya HDP’ye ya Zafer Partisine palavra söylüyor. Yani bu ikisinin bir siyasi çatı altında yan yana, birebir amaca dönük olarak yürümesi, natürel bu partiler açısından da bir çelişki ancak Kemal Kılıçdaroğlu açısından bu, bir siyasi iflas” tabirlerini kullandı.
Çelik, Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Bırakın rastgele bir adaylık sürecini, rastgele bir siyasetçi ya da bir partinin genel lideri olmuş birisi için bu kadar uçlar ortasında çok süratli hareket yapabilmesi, bu kadar savrulabilmesi yani bir şeyi elde etmek için zati kendi ittifakı içinden de reaksiyon geldi ona. Yani ‘Hedef için her şey mübah değildir.’ diye. Zafer Partisi, Avrupa’daki çok sağcıların telaffuzlarına emsal telaffuzlar ortaya koyuyor. HDP’nin söylediği bunun tam zıddında şeyler. Bu ikisini yan yana getirdiğini sav etmesi. Kemal Kılıçdaroğlu, ya Zafer Partisine ya da HDP’ye palavra söylüyor. ‘Ben hala bu ikisini bir ortada fiyatım.’ diyorsa bu da Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi iflası manasına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
“HDP, KENDİ SEÇMENİNE PALAVRA SÖYLÜYOR”
Yeşil Sol Partinin Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci çeşidindeki kararına ait Çelik, şöyle konuştu:
“Yani nihayetinde siyaset kurumu meşru alanda kalsa bizim de bu yasal alan içerisinde görünür üzerinden bir tenkit getirmemiz lazım lakin yasal alanda kalmıyorlar, öteki bağlantılar içerisinde hareket ediyorlar. Dün bu şey olunca arkadaşlarla konuşurken arkadaşlar dediler ki ‘Herhalde ertelediler, itiraz edecekler bu sürece.’ diye. ‘Hayır’, dedim, ben itiraz edeceklerini düşünmüyorum. Onlar 24 saat kazanmak istiyor. ‘HDP, Kandil’den gelen bildirisi bekleyecektir. Kandil’de birtakım dış istihbarat servislerinin kendilerine vereceği talimatı bekleyecektir.’ diye arkadaşlara söyledim. Yani bunu açık söylemek lazım. Burada net bir şey ortaya çıkmıştır. Zafer Partisinin, HDP’nin kendi siyasi çizgisi açısından söylüyorum bunu. Zafer Partisi ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu ittifakı karşısında HDP, hala ‘Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekliyorum.’ diyorsa kendi siyasi çizgisi açısından HDP, kendi seçmenine palavra söylüyor demektir. Yani net bir tablo çıkmıştır ortaya.”
“MİLLET İTTİFAKI’NI ASLINDA FİİLEN DAĞITMIŞTIR”
Zafer Partisi ile HDP’nin durduğu yerin birbirinin zıttı olduğuna dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:
“Diyorlar ki ‘Kemal Kılıçdaroğlu, bunu CHP Genel Lideri olarak imzaladı.’ Hani siz her şeye 6’nız, 7’niz birden ortak karar verecektiniz, birinizin itiraz ettiğine başkası ‘Evet’ demeyecekti? Mitinglerde bile çıkıyorsunuz, başka genel liderlerin kimileri cumhurbaşkanı adayınızdan çok daha uzun mühlet konuşuyor. Kemal Kılıçdaroğlu, dün yaptığı ittifakla masadaki bütün protokolleri çöpe atmıştır. Millet İttifakı’nı aslında fiilen dağıtmıştır. Seçim öncesinde CHP teşkilatlarını çalıştıran Kemal Kılıçdaroğlu, yüzde 1’lik 3 partiye 40 milletvekili vererek CHP teşkilatlarının emeğini, oburlarının milletvekili kazanması için kullanmıştır. Kemal Kılıçdaroğlu, dün yaptığı ittifakla ya Zafer Partisine ya HDP’ye palavra söylüyor. HDP, bugün yaptığı açıklamayla kendisinin gaye kitlesine, kendisine oy veren vatandaşlarımıza palavra söylediğini açık bir formda ortaya koymuştur.”