Elazığlı Emlak ve Gayrimenkul danışmanı Savaş Karadağ, “Malumunuz gayrimenkul kesiminde tarihinin en yüksek konut ve ve kira fiyatlarıyla satışları ile bir yılı geride bıraktık. İstikrarı bozulan piyasada konut gereksinimi sahibi kimselerin konut sahibi olabilmesi neredeyse imkansız hale geldi. Yüksek seyreden enflasyon, artan maliyetler, arzla talep ortasındaki dengesizlik nedeniyle sıkıntı bir devir geçirdik, sıkıntı bir 2022 geçirdik” diye konuştu.
‘Vatandaşlarımız 0.69’luk krediye ulaşmada sorunlar çekecek’
Savaş Karadağ konuşmasında şu tabirlere yer verdi:
“Aslında baktığımızda içi dolu bir paket üzere gözüken, ancak tam incelendiğinde aslında içinin çok da dolu olmadığını görüyoruz. Vatandaşlarımızın bu krediye ulaşma noktasında büyük külfetler çekeceği, 0,69’un verilemeyeceği öngörüyoruz. Neden zira birinci etapta bakanımızın açıklamış olduğu 100 bin bireyle sonlandırılmış bir kredi paketi. Bu 100 bin kişi ile sınırlandığında Elazığ’ımızda 400-500 kişinin yararlanabileceği bir kredi üzere duruyor lakin bu krediye de öncelik şehit yakınlarına, gazi yakınlarına ve devlet memurlarına verilecek. Bu kredinin içerisinde de şöyle bir durum da var; mesken alacak bireylerin yüzde 10 peşinat gerisini taksitle çekilebileceği söyleniyor ancak geldiğimiz noktada bankalarımızın daha evvel de açıklamış olduğu yüzde 0.99’luk Birinci Konutum kredilerinde olduğu üzere bankalarımızın bir işgüzarlık yapacağını 0,69’dan kredi vermeyeceğini zannediyoruz. Bunun muhakkak önüne geçilmesi lazım. Ön ödeme alınan konut fiyatlarının yüzde 10’u peşinat olarak bankalara yatırılacak. 18 yaşını doldurmuş fakat ailesinde birinci derecede akrabalarında hiç kimsenin daire sahibi olmadığı vatandaşlarımız da bu kredi paketlerinden yararlanabilecek. Dediğimiz üzere Elazığımız 3. bölgede. 2 milyona kadar kredi imkanı var. Fakat bunun netleşmesi ayın 16’sından itibaren bankalara gelecek bildirgeyle olacak.
‘Evlerin fiyatı fahiş oranda yükseldi’
Bu kredinin açıklama günü, açıklanma hali itibariyle vatandaşımıza bir katkısı yok zira paket açıklandıktan sonra malum müteahhitlerimiz, yüklenici firmalar ve daire sahipleri ortalama yüzde 10-15-20 üzere artışlar yaptı. Biz bunları vatandaşlarımıza söyledik. Yüklenici firmalarımıza söyledik. Bu furyanın içerisinde girmemek lazım dedik, yükselişlere geçmemesi lazım dedik. Sonuçta bu hükümetimizin vatandaşlarımıza yaptığı bir kolaylıktır. Konut muhtaçlıklarını karşılasınlar, krediyi imkanlarına ulaşabilsinler diye yapmış olduğu bir paket açıklamasıydı fakat maalesef bu paket açıklaması beraberinde fahiş artışları ve yükselişleri getirdi. Kredi ile olan açıklamalarımızda ve bütün vatandaşlarımıza birinci günden beri söylüyoruz. Söylediğimiz şey şu; lütfen ayın 16’sını beklesinler, ayın 17’sinde bankalarıyla görüşsünler, kredinin ayrıntılarını incelesinler. Krediye ulaşabilirlik durumunu görsünler. Bir panik atakla zati şu anda talep ve arz noktasında düşünce çektiğimiz ve yükselişte olan konut fiyatları var. Lütfen daha üste çıkarmayalım zira göreceksiniz ayın 17’si itibariyle 17’si sabah itibariyle bu krediyi hayal eden birçok vatandaşımızın aslında bu krediyi çekemeyeceği, bu krediye ulaşamayacağı aşikâr olacak. O günden sonra da bu yükselen fiyatlar tekrar geri gelecek.
‘Arz-talep dengesizliği nedeniyle güç bir periyot geçirdik’
Malumunuz gayrimenkul dalında tarihinin en yüksek konut ve ve kira fiyatlarıyla satışları ile bir yılı geride bıraktık. İstikrarı bozulan piyasada konut muhtaçlığı sahibi kimselerin konut sahibi olabilmesi neredeyse imkansız hale geldi. Yüksek seyreden enflasyon, artan maliyetler, arzla talep ortasındaki dengesizlik nedeniyle sıkıntı bir devir geçirdik, sıkıntı bir 2022 geçirdik. Bu istikrarsız maliyet, yükselişleriyle birlikte, istikrarsız ve keyfi bir fiyatlandırma ile karşı karşıya kaldık. Yani bizim hükümetimizden ve devletimizden istediğimiz şey, emlak dalı, gayrimenkul kesimi ve inşaat kesimi Türkiye’nin lokomotifidir. Şu anda çok büyük bir arza sahip. İnşaat bölümünü yalnızca tek başına bir kesim olarak düşünmemek lazım. Beraberinde alt tarafta 250 başka kalem satan beşerlerle devasa bir dal olarak düşünelim. Bunun için de mutlak surette kontrole gereksinimimiz var. Bu kontrol aslında üretim kontrolü değil, hammadde kontrolüne muhtaçlığımız var zira demir, beton, çimento, içinde kullandığımız kapılardan tutun da pencerelere kadar, pimapenden tutunda, boyasına, sıvasına kadar fevkalade bir fiyat dengesizliği var. Bu fiyat dengesizliği içerisinde de keyfi fiyatlar ortaya çıkıyor. Bu keyfi fiyatların önüne geçilmesi lazım. Artık bu piyasa kontrolünde yeni takımlar mi kurulur, yeni bir dizayn mı getirilir, yeni bir nizam mi getirilir fakat bu konut fiyatlarının mutlak surette aşağılara çekilmesi lazım.”